Muhammedün Resûlullah demek neden çok önemli?
- Written by M. Fethullah Gülen
- font size decrease font size increase font size
- Comments (2)
La ilahe illallah diyenler Muhammedun Resûlullah da demeli. Artık bugün eşya ve hâdiseleri didik didik eden pek çok kimse mutlak hakikat olan Allaha ulaşma yolunda, buna karşılık pozitivizm ve rasyonalizmin getirmiş olduğu inkâr-ı ulûhiyet anlayışı da yavaş yavaş yıkılıyor.
Batı âlemindeki ferdi hâdiselerle başlayan, yani James Jean, Eddington, Einstein gibi kimselerin dine yönelişi, şimdilerde kitlevî hüviyet kazanmak üzere..
Fakat ben ne kadar arzu ederdim, La ilahe illallah diyen bu insanlar, Muhammedun Resûlullah desin ve tam kurtuluşa ersin! Meselâ, Jean deli gibi âşık bir insan. Ama Muhammedî vapura binememiş. Eddington, astro-fizikçi. James Jean Pakistanlı bir dostundan Allahtan hakkıyla korkan âlim kullardır. ayetini duyunca Bu başka değil, bu bir Allah kelâmı... itirafında bulunur; bulunur ama bu Hz. Peygamberi de ikrar anlamına gelir mi? Bunu bilemeyeceğim; ama Einstein bu kâinâtı, içinde işleyen müthiş nizam ve ahengi görüp de Allahı kabul etmemeyi aptallık sayar. Fakat o da Hz. Muhammed (sas)in kaptanlığını yaptığı gemiye binemeyenlerden biri. (Fasıldan Fasıla, 2/255-56).
Her şey asıl üzerine kurulur
İslâm dininde, inanç ve amel adına mükelleflere teklif edilen hususlar usûl ve fürû diye iki ayrı bölümde mütalâa edilir. Bunlardan hayatî ehemmiyet arz eden esaslar, usûl kategorisine giren hususlardır. Diğerleri bu usûl üzerine bina edilir. Buna göre Lâ ilâhe illallah; Muhammedün Resûlullah başta olmak üzere, sair iman esasları akidede usûldür. İman esasları, muhakkikîn yaklaşımı ile dört asla irca edilebilir ki, bunlar; Allaha, âhirete, peygamberlere iman; bir de ubudiyet veya adalettir. Namaz, oruç, hac, zekât veya diğer ibadetler, bu asıllar üzerine bina edilen ve asla göre fürûât sayılan amellerdir. Ancak fürûât demek, olmasa da olur gibi bir mefhumu akla getirmemelidir. Bunların fürûât olması, asıl ile olan münasebet ve mukayeseleri neticesi ve tamamen yukarıdaki taksim ve tasnif itibarıyladır. Yoksa ibadetsiz imanın tam olmayacağı izahtan varestedir. (Prizma, 2/162)
Tek dileğimiz şefaat-i Resûle nail olabilmek
Günah ve hataların ötesinde Cenâbı Hakkın rahmeti var, O dilerse çok küçük şeylerden dolayı da affeder. Hem Üstadın, hem İmam Gazalînin ve hem de Muhasibînin dediği gibi hayattayken insan korkuyla tir tir titremeli; ama çaresiz kaldığı ölüm anında ümide ve recaya sarılmalı ve Ya Rab, benim hiç sermayem yok; sadece Lâ ilâhe illallah, Muhammedun Rasûlullahla Sana geliyorum. demeli. Sekerât-ı mevtte recaya sığınmalı ve Artık elimden bir şey gelmez; fakat Senin rahmetin melceimdir (sığınılacak yerdir), rahmeten lilâlemîn olan Habîbin de şefaatçim. duygusunda olmalı. Ne var ki, o zorlu dakikalarda bu hali yakalayabilmek her şeyi yerli yerine koymaya ve temiz olup temiz kalmaya bağlıdır. (Kırık Testi, s.111)
Muhammedün Resûlullah, önemli ve hayâtî bir gerçektir
Hz. İsanın (as) materyalist bir topluma uyguladığı ıslah hareketiyle kendisinden sonra gelecek olan ve müjdesini de bizzat kendisinin verdiği İnsanlığın İftihar Tablosuna giden yolları da açmıştır. Ancak daha sonraki müntesipleri, Yahudi ifratına karşı tefrite düşerek, bütün bütün fiziği de maddeyi de inkar etmişlerdi. Fetih Suresinin en sonunda yer alan uzunca âyet, bu mevzuya ışık tutmaktadır. Ayet, Muhammedün Rasulullah diye başlamaktadır. Ayetin başındaki bu ifade ile Efendimizin (sas) risaleti vurgulanmış ve değişik yerlerde geniş olarak bu hakikat ifade edildiği için de, icmâlen geçilmiştir. Bu ayette, daha ziyade Kuran, Efendimizin (sas) etrafındaki insanlara dikkat çekmekte ve değişik evsaf ve kategoriler halinde, birbirinden farklı maddeye ve manaya bakan yanları ile onları nazara vermektedir. (Prizma, 3/120-21)
Tevrat ve İncil, Nebiler Efendisinin nübüvvetine delildir